30 Haziran 2011 Perşembe

UMUDUN RENGİNİ KİM SOLDURDU? - İbrahim Kılıç

   Herkes yazı yazar. Ama herkes meramını istediği gibi anlatamaz. Mısralar gönül bahçesinden dile gelirse az kelamla çok şey anlatmak da mümkündür... Tersi durumların söz konusu olduğunda ise ciltlerce yazı ve kitap yazmaya çalışsan da seni anlayan bir Allah'ın kulu çıkmaz.
   Düşündüklerin, duyguların o kadar yoğundur ki dizelere dökemezsin.O zaman Mevla'ya sığınmaktan başka çare bulamazsın; "Rabbim! ben eksik söylesem de Sen karşımdakilerin tam ve doğru anlamasını sağla!" diye niyazda bulunabilirsin ancak...
   Hemen herkesin her döneminde gelecekle ilgili umutları vardır. Çocuklukta farklı, ergenlikte farklı, olgunlukta farklı, yaşlılıkta farklıdır umutlar...
   Benim de umutlarım vardı yıllardır besleyip büyüttüğüm. Kimi zaman coşkulu, kimi zaman mahzundu umutlarım.
   ...
   Yıllar çok çabuk geçiyor. Muhasebe yapmaya bile fırsat kalmadan musallanın başında soluğu alıveriyor insan. Son nefesini nasıl, nerede ve ne zaman vereceğini kimse bilemiyor maalesef. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin insanoğlunun ilk varoluşundan bu yana bu böyle ve kıyamee kadar da böyle devam edecek.
   Sağlığımızda kadir ve kıymet bilinmezken öldükten sonra göklere çıkarmak, en yüksek payeleri vermek neye yarar ki?
   Elbette ben de bu yaşıma kadar ideal bir insan, bir evlat, bir baba olamadım belki. Ne kadar uğraşırsam uğraşayım ölünceye kadar da bu yazdıklarımı olamayacağım. Hiç değere layık görüp örnek almayacak çocuklarım beni...
   Belki yaşlanmaya bile fırsat bulamayacağım...
   Allah o günleri yaşamayı  nasnib ederse; yaşlandığımda bakınca gözlerimin içini güldürecek torunlarım hiç olmayacak...
   Yüz yüze iken seviyeli seviyeli tebessüm edaları takınanlar insanlığımın gereği olan zaaflarımdan dem vuracaklar. Hayata gözlerimi yumduktan sonra kimse adımı bile hatırlamayacak...
   Benim de çikolatalarım, püskevitlerim olmayacak....
   Arkamdan hayır dua edecek evlatlarımı arasam bile bulamayacağım...
   Biricik anacığımın karnında aynı karnı paylaştığım, benim için canını bile vermeyi bir kenara bırakın; günahını verecekse bile kılı kırk yaracak karındaşlarım dahi olmayacak...
   Tüm bu yazdıklarımı okuduktan sonra, tek bir satırını bile anlayacak bir Alla'ın kulu bile olmayacak...
   İşte tam burada sizlere sorarım: "Kim soldurdu umutlarımın rengini?"

                                                                               İbrahim KILIÇ
Devamını Oku...

28 Haziran 2011 Salı

NEREDEYMİŞİM - İbrahim Kılıç



















Dışarıda yağmur yağarken, yüreğim zemheriye çekiyorsa;
melankolizmin doruklarındayken sözün bittiği yerdeysem,
Ebedi istirahatgahımdan 40 menzil uzakta sanırken  kendimi;
isyan dağlarının ulaşılmaz sanılan zirvesine kamp kurmuşsam:
Bunca yıllık ömümü, oyunla-oynaşla  boşa tüketmişim demektir....

                                                               09012011
                                                             İbrahim KILIÇ
                  
Devamını Oku...

27 Haziran 2011 Pazartesi

HER ŞEY "LA" İLE BAŞLARDI - İbrahim Kılıç

Her şey "LA" (Hayır) ile başlardı bir zamanlar....
Bir şeyi kabul etmek için öne inkar etmek gerekirdi...
Müslüman olmanın ilk şartı önce tüm ilahları inkar etmek (La ilahe); sonra ancak 'Allah'ın varlığını kabul etmek (illallah)tir. .
Fakat zaman her şeyin ilacı olduğu kadar pek çok şeyin de deformasyona uğramasına sebep oluyor.. Belki de bu sebepten dolayı Mevdudi "Gelin yeniden müslüman olalım" diyordu...
Bizler de geriye dönüp baktığımızda  sahip olduğumuz pek çok değeri yitirdiğimizi görüyoruz. Daha doğrusu iğneyi kendime batırdığımda bunun böyle olduğunu görüyorum.
   Tecdid-i iman bu tip durumlar için olsa gerek...
   ...
   Umut ve yeis arasında kalmaktan daha kötü ne olabilir ki? Anlaşılır olmak mıdır kolay olan yoksa ankaşılamak mı?
   Soru sormaya bir başladınız mı arkası gelir. İçinden çıkılmaz bir hal alır... Hoş bir seda olarak kalmaktır elbette güzel olan. Ama dikeni olmayan gül gördünüz mü? Olsa idi "gül" diyebilir miydik ona?

                                                                                 İbrahim KILIÇ
Devamını Oku...

26 Haziran 2011 Pazar

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Her zaman yeni bir başlangıç için fırsat vardır; can bedende olduğu müddetçe...
Bu blog da benim için yeni bir başlangıcın kıvılcımı olur temennisindeyim.
Bir mesaj verme endişesi olmadan, irticalen bir iki satır karalamış olayım (tabi ki kağıt kalem varken karalamak derdik. klavye ve ekranlı olarak ne tabir edeceğiz ben de bilmiyorum).
Bir kaç satır ile şerh düşmüş olayım besmeleye.
Devamı da çok kısa zamanda inşallah... Gönlünüzden güzellikler eksik olmasın...
    Selam ve dua ile....


                                                                                            İbrahim KILIÇ
Devamını Oku...